İznik’teki tarihi Ayasofya Camisi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün onayı ile ibadete açılıyor.
Geçen sene ”Hristiyanlar Ayasofya’da ayin yapacak” diye ortalığı ayağa kaldıranlar vardı. Siyasi örgütler toplandılar, eylem yaptılar, lanetler okuyup dağıldılar. İznik’teki Ayasofya yerine İstanbul’daki Ayasofya’nın önünde buluşan topluluk, muhtemelen Türkiye’de Ayasofya isimli tek bir cami olduğunu zannediyordu.
İstanbul’daki eylemi gerçekleştiren bu kişiler, Pkk’lıların Taksim’de bayrağımızı yaktıkları zaman çıt çıkarmadılar. Siyasi örgütler toplanmadı, eylem yapmadı, kınamadı, tepki göstermedi. Çünkü Taksim onlara göre simge değildi, belki onları ilgilendirmiyordu. Ayasofya örneğinde gördüğümüz gibi, insanlar ideolojilerine dayalı olarak bir şeyi simgeleştirdiklerinde, onun hakkında düşünme yeteneklerini kaybediyorlar, hatta bilgileri o kadar sığlaşıyor ki şaşırıyorlar, yanlış eylemlerde bulunuyorlar.
Aynı şeyler Van depremi için de geçerli. Van’a giden yardım kolilerinden dansöz kıyafeti dahil saçma sapan şeyler çıktı. Teröristlerin intikamını 2 yaşındaki Vanlı çocuktan almaya kalktılar. Bu cahillik değil de nedir?
Ayasofya eylemiyle Van depremindeki bu olay aslında aynı, ikisi de gazla çalışan milliyetçilikten kaynaklanıyor. Bilinçsiz, Kör, Sığ düşünceler en çok kendi milletimize zarar veriyor. Ülkenin refahı ve çağdaşlığı için çalışmak yerine ”Kahramancılık” oynamaya çalışanlar, Türkiye düşmanlarının yerine Türk milletinin kendisine zarar veriyor.