Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dindar gençlik yetiştirilmesi projesi ile ilgili yapılan eleştirilere tepki göstererek “Bir haftadır köşelerinde yazanlara sesleniyorum. Bu gençliğin tinerci olmasını mı istiyorsunuz? Büyüklerine isyankâr bir nesil mi olmasını istiyorsunuz? Milli manevi değerlerinden kopuk hiçbir istikameti olmayan, meselesi olmayan bir nesil mi olmasını istiyorsunuz. Biz sizlerle burada anlaşamayız” diye konuştu.
Söylenilenlerde bir art niyet yok. Manevi değerlere sahip bir devlet adamı, gelecek nesillerin de aynı yolda yürümesini isteyebilir. Gençlerin manevi değerlerine bağlı olacağı beklentisi gayet normal bir beklentidir.
ANCAK, Türkiye’de çok yakın zamanda Gençliğe Hitabe,19 Mayıs gibi ‘Milli’ değerler ortadan kaldırılmaya başlandı ve 29 Ekim törenleri iptal edildi. Bunların hepsini yapan yine ‘Dindar gençlik’ yetiştirmek isteyen bu iktidardı. İdeolojisiz bir anayasa isteyen hükümet, dindar gençlik yetiştirirken bunu devlet eliyle mi yapacak göreceğiz. Devletin insanları ‘Ulusalcı’ olarak yetiştirmesi ‘çağdışı’ olarak görülürken, bu düşünceye sahip bir partinin genel başkanı, başbakan çıkıp ”Gençlerin ‘dindar’ yetişmesini istiyorum” diyebiliyor. Bu bir tezat ve yanlıştır. Özgür, çağdaş, demokratik bir toplum istiyorsak, o zaman ulusalcılığı bir kenara itebildiğimiz gibi, milletin manevi hissiyatlarını da kendilerine bırakmak gerekiyor.
Başbakanımızın ‘dindar’ olmayan gençleri ‘tinerci’ gibi göstermesi ise daha büyük yanlış. Bu sözlerin satır aralarında ‘dindar’ ile ‘dindar olmayan’ arasında bir ayrım yapılmıştır. Dindar olmayan ailelerin çocukları, isyankâr, geçmişinden kopuk ve ‘tiner’ kelimesinden anladığımız kadarıyla alkolik olarak vurgulanmıştır.
İnsanların dindar olması kötü bir şey değildir. Ancak manevi değerlerin temeli milli değerlerdir. Türkiye büyük bir evdir ve temeli olmayan ev yıkılır. O zaman Türkiye’nin içinde bulunan her şey(manevi değerler dahil) yok olur. Atilla’yı, Timur’u, Fatih’i, Atatürk’ü bilmeyen bir neslin manevi değerlerine sahip çıkması mümkün değildir.
Kısacası hükümet milli değerleri örtbas etmeye çalışırken manevi değerleri ön plana çıkarmaya çalışıyor ve hata yapıyor. İmam Hatiplerin, Kuran kurslarının, Cemaat evlerinin en hızlı günlerini yaşadığı ülkemizde, 19 Mayıs, Gençliğe Hitabe, 29 Ekim yok sayılıyor. Bu Türk milletine yanlış ama art niyetsiz görünecek. Böylece sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler tepki koymadıkça milli değerlere yapılan ‘boşaltma’ işlemi bitmeyecek. Türkiye bir ulus devlettir. Herkes birbirine milli bağlarla bağlıdır ancak inanç bakımından bağlı olmak zorunda değildir.
Türkiye’de ‘dindar’ olmayan pek çok insan var. Gözlerimi kapadığımda ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyen Ermeniler gibi onların da ‘Hepimiz tinerciyiz’ diye haykırdığını görüyorum. Belki Ermeni açılımından sonra ‘Tinerci’ açılımı da devreye girer ve dindar olmayanlar da seslerini duyurur…