’’Ekonomi tetikçisi olarak bizlerin amacı küresel imparatorluk kurmaktır. Bizler, diğer ülkeleri şirketlerimizin, hükümetimizin, bankalarımızın, kısacası benim şirketokrasi diye adlandırdığım kurumsal yapının kölesi haline getirmek için uluslararası finans kuruluşlarını kullanan elit bir grubuz. Mafyanın yaptığı iyilikler gibi Ekonomi Tetikçileri de görünüşte bazı iyilikler yapar. Örneğin elektrik santralleri, otoyollar, limanlar, havaalanları, teknoparklar gibi altyapı hizmetleri için borç temin ederler. Bu borçların ön koşulu, bütün bu projelerin Amerikan inşaat ve mühendislik firmaları tarafından gerçekleştirilmesidir. Aslında paranın çoğu Amerika’yı hiç terk etmez; yalnızca Washington’daki bankalardan New York, Houston veya San Francisco’daki mühendislik firmalarına transfer edilir.’’ Bir ekonomik tetikçinin itirafları kitabı, gerçek bir ekonomik tetikçinin itiraflarını içeriyor. ‘Bunlar hep Amerika’nın oyunu’ , ‘Dünyayı bunlar yönetiyor’ , ‘Türkiye bölünmek isteniyor’ diyenler, bu kitabı ayrıntılı bir şekilde okumalı. Endonezya,Panama,Guatamala,Arabistan,İran,Ekvator,Venezuella,Irak gibi ülkelerde dönen dolapları anlatan kitap, Türkiye’ye de manidar bir şekilde değiniyor.Ekonomik tetikçinin sözlerine göre artık silahla ülkeleri işgal etme devri bitmiş.Yeni işgal yöntemi; gerçek dışı ekonomik istatislikler yaratıp( ülkenin ekonomisi çok iyi gidiyor vb..), hileli seçimler gerçekleştirip, medya ve iletişim ağlarını, en önemlisi de eğitimi ele geçirmek. Bu kitapta, yeni kurulup bir anda tek başına iktidar olan bir partinin nasıl desteklendiği yazıyor.Batı çalışma grubunda belirtilen ‘bu yeni partinin’ , kendini mazlum ve dindar olarak tanıtacağı, diğerlerinin ise şeytan olarak bilineceği söyleniyor. Tıpkı Amerika’daki bağımsızlık savaşı veren Kızılderililer gibi, ülkesini savunmak isteyen vatandaşlar da ‘Din düşmanı’, ‘Şeytan’ gibi sıfatlarla anılıyor. 28 Şubat dönemindeki bir iddianame yayınlandı. 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubunda bulunan araştırmalardan birisi şöyle diyor; ‘Bu dönemden sonra, bu hükümetin içinden bir parti çıkacak. Önce yüzde 34 oy alacak. Sonra tırmana tırmana yüzde 65’e çıkacak.’ Yani bu küresel güç, ‘sahte seçim’ tabiri kullanıyor. Çünkü gerçek seçim değil.ABD tarafından tasarlanıp kurulan bir sistem tarafından diğer partilerin oyları azaltılıyor ve oy oranlarıyla istenildiği gibi oynanıyor.Yunanistan bunu erken fark etti. Bunu kaldırdı ve hemen ardından iktidar değişti.
Kitap son olarak Dünyayı devletlerin değil,ABD’deki şirketlerin yönettiğini açıklayan kitap,Kolombiya’yı Amerika’nın temel taşı olarak nitelendiriyor ve ekliyor: ‘Endonezya, Panama ve Kolombiya’da yaptığım gibi onlar da tutumlarını haklı gösterecek kılıfları buldular. Ülkelere özel sektörün kendilerini borçtan kurtaracağını ve zenginleştireceğini vaad ettiler. Okullar, yollar yapıp telefon, TV, sağlık hizmetleri hibe ettiler.

Leave a Reply