Son günlerde en çok konuşulan şeylerden ikisi vicdani ret ve bedelli askerlik. Vicdani ret, aslında Avrupa’daki pek çok ülkede geçerli olan, pek de kötü sayılamayacak bir uygulama. Sonuçta askerliğin işe girmede tıpkı üniversite eğitimi gibi bir basamak olduğu, 5 ayın bile çok uzun bir süreç olduğu ortada. Üstelik vatansever olmayan insanlar, askere gittikten sonra ülkesine karşı besledikleri kötü duyguları pekiştirebiliyor. Diğer erkekler de cinsel tercihleri, dini inançları, psikolojik durumları sebebiyle askere gitmek istemeyebiliyor.
Gelelim bedelli askerliğe… Hiç şüphesiz ki bu uygulama “zengin çocukları”na yönelik.Son duyumlara göre yaklaşık 25.000 lira ödenerek bedelli askerlik yapılabilecek. Asgari ücretle geçinen bir ailenin 1 yıllık kazancı bile bu kadar etmiyor. Zaten şehit olan askerlerimize bakın, hep varoşlardan ve gariban ailelerin evlerinden çıkıyorlar. Hiç villadan çıkan bir şehit cenazesi gördünüz mü? Şehit cenazesinde Ray-Ban gözlüklerle ve Istanbul Türkçesiyle ağlayan bir anne gördünüz mü? Demokrasiden ve eşitlikten bahsedilen ülkemizde, bu uygulamanın hayata geçirilmesi normal midir?
Askere gitmek istemeyen gitmesin… Ama askerlik bir vatan borcuysa, orada herkes eşit olsun. Üniversite mezunu olanlarla olmayanların bile farklı şekilde askerlik yaptığı ülkemizde, bir de zengin fakir ayrımı yaparsak askerlik iyice kutsal olmaktan çıkar…
Askere gönüllü, savaşçı insanlar gitsin. Giderken de eşit gidelim, gittiğimizde savaşalım ve illaki bazılarımız şehit olacağız, bari ölürken eşit ölelim…