1997’nin 28 Şubatı. Generaller açık ve net konuşuyor; “Bu karı gidecek, o parti bitecek”. Cumhurbaşkanı Demirel’e, Milletvekillerine, Erbakan’a, Çiller’e mesajlar yollanıyor, “ya öyle ya böyle bu iktidar gidecek” deniyor. Hatta öyle duruma geliniyor ki milletvekillerine Yassıada’ya yollama tehditleri iletiliyor. Demirel Erbakan ve Çillerle konuşup askerin darbe yapabileceğini söylüyor ve sonuç bildiğiniz gibi. Hürriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök de 28 Şubatın aslında Erbakan’a değil Çiller’e yönelik yapıldığını söyledi. (Hâlbuki Çiller’in kuyusunu kazan üç kurum varsa biri de Doğan Holding’dir.)

O sıralarda ne Erbakan’ın ne de Çiller’in yapabilecek bir şeyi vardı. Televizyonlara çıkıp halkı sokağa dökmek ülkenin evlatlarını bile bile öldürmek olurdu. Silahlı güce karşı sakin bir mücadeleye devam etmek zorundaydılar. Sonuçta 28 Şubat amacına ulaştı ve DYP kurutuldu.

DYP 2007’ye kadar oylarını %5’e kadar düşürdü ve sonra ismini ‘Demokrat Parti’ olarak değiştirdi. Eğer 2002 seçimlerinden sonra Çiller istifa etmeseydi DYP şu an mecliste olabilirdi, ancak onun istifası partideki tüm dengeleri değiştirdi. Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Hüsamettin Cindoruk ve Namık Kemal Zeybek. Ağar’ın oyu %5, Soylu’nun oyu %3 idi. Zeybek ile birlikte parti Binde 6’ya düştü. Bütün bunlar medya ve çeşitli güçlerin DYP’yi bitirme planlarından kaynaklandı. Bugün DYP’nin yerinde iktidarda AK Parti var. Belki DYP misyonunun olduğu gibi senelerce daha iktidarda kalacaklar, ancak tek bir gerçek var: Belli kesimler işleri bittikten sonra ‘AKP’yi de kurutacak ve bitirecek’. İşte o zaman Merkez Sağ’daki alternatif yine DP (eski adıyla DYP) olabilir. Türkiye’deki köklü partilerin siyasi karneleri IMF’den yardım alan ülkelerin ekonomileri gibi zigzaglıdır, bir iyi gider bir kötü. CHP 1999’da nasıl baraj altında kalıp şimdi ana muhalefet partisi olduysa, o biten parti de küllerinden doğup bir alternatif haline gelebilir.

Eski DYP Milletvekili Ahmet Uyanık’tan dinlediklerimi yazıyorum:

“İstanbul’dan Ankara’ya uçakla gideceğim, uçağa bindim ve Zülfü Livaneli ile karşılaştım. Zülfü Livaneli yüksek sesle şunları tekrarladı: ”Bizim gücümüz yetmiyor. Bu AKP’yi ancak siz yenebilirsiniz, Merkez Sağ yenebilir. Solun buna gücü yok, bir şeyler yapın ve toparlanın”.

Kısacası 28 Şubat direkt olarak Tansu Çiller’e yapılmış ve Erbakancıları iktidar yapmıştır. Cumhuriyet değil Atatürk’ten uzaklaşan Türkiye düzeni korunmuştur.

Kahrolsun 28 Şubat!

Leave a Reply